Trafik Hukuku
- Ana Sayfa /
- Case /
- Trafik Hukuku
Trafik kazası sonucu belirli oranlarda vücut bütünlüğü bozulan yani engelli hale gelen kişiler ile ölüm halinde ölenin desteğinden yoksun kalan kişiler için gerek sigorta şirketleri aleyhine gerekse de kazaya sebebiyet veren kusurlu taraf aleyhine, mağdurlar adına doğan tazminatın, sigorta şirketlerine başvuru, tahkim ve dava usulüyle tazmin ile tazmin edildiği avukatlık hizmeti türüdür. Bu alanda özel çalışma yapmış kişilerin tercih edilmesi dava ve sigorta sürecinde işlerin hem hızlı hem de en kârlı şekilde sonuçlanması anlamı taşır.
Trafik kazası tazminatının alınabilmesinde, tazminat miktarının belirlenmesinde kullanılacak hesaplama yöntemlerinden doğru olanların doğru bir şekilde kullanılması çok önemlidir. Avukatının bu alanda uzman olması, bu hesaplamaları da tüm incelikleri ile biliyor olması alacağınız tazminatı belirleyecek en büyük etkendir. Bu açıdan trafik kazası tazminatının alınma süresi de avukatın trafik kazası davalarında tecrübeli ve uzman bir avukat olması çok önem taşımaktadır.
Trafik kazasında meydana gelebilecek ölüm, yaralanma veya araçta meydana gelen zararlara göre değişmekle birlikte genel olarak trafik kazasına sebebiyet verenlerden açılacak davalar ile birlikte olayın şartlarına göre tazminat talep edilebilmektedir.
Yaşadığı trafik kazası sonucunda hayatını kaybetmiş olan bireyin, yaşadığı dönemde destek olduğu ve ölümü ile birlikte bu destekten yoksun kalacak kişilerin maddi anlamda yaşayacakları zararın giderilmesi adına talep edilebilecek olan tazminat türüdür. Destekten yoksun kalma tazminatı talep edecek kişiler, trafik kazası sonucu yaşamını yitiren bireyin eşi, annesi, babası, çocukları ve kardeşleri olabilir. Bunun yanı sıra destekten yoksun kalma tazminatı 3. kişiler tarafından da talep edilebilir. Burada destekten yoksun kalma tazminatı talep edecek 3. kişilerin, trafik kazası sonucu vefat eden kişinin kendisine sağlığında destek olduğunu kanıtlaması gerekir. Trafik kazası tazminatı ile ilgili olarak, ölümlü trafik kazası tazminatı, yaralamalı trafik kazası tazminatı, maddi hasarlı trafik kazası tazminatı gibi farklı tazminat talepleri doğabilir. Ölümlü ve yaralamalı trafik kazalarında manevi tazminat talep etmek de mümkündür. Burada trafik kazası sonucu vefat eden kişinin yakınlarının yaşadığı üzüntü keder ve ıstırabın bir parça da olsa giderilmesi gayesiyle ölümlü trafik kazası tazminatı olarak maddi tazminat talep edilebilir.
Karşı tarafın zararı karşılayacak ekonomik durumu olmaması ya da vefat etmesi durumunda mirasçısının da bulunmaması gibi çoğu zaman karşılaşılan durumlarda başvurulacak yer sigorta şirketleridir. Sigorta şirketinin reddi sonrasında trafik kazası tazminatı sonrasında sigorta tahkimi veya mahkemeden istenebilir.
Zira ölümlü veya bir uzvun yitirilmesi sonucunu doğuran trafik kazalarında tazminat miktarı yüksek olabileceği için karşı tarafın bunu karşılaması çok zor olabilir. Bu sebeple sigorta şirketine karşı açılacak dava en isabetli sonuçları doğurabilir. Karayolları Trafik Kanunu Madde 97 “Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” hükmünü içermektedir.
Davanın açılacağı sigorta şirketi kazaya sebebiyet verenin trafik veya kasko poliçesini hazırlayan sigorta şirketi olabilir. Bu sigorta şirketleri birbirinden farklı şirketler ise her ikisine birlikten dava açılması da mümkündür.
Zorunlu Mali sorumluluk sigortası(trafik sigortası), sigorta ettirenin, üçüncü kişilere verdiği zararları karşılamak üzere hem üçüncü kişileri hem de sigorta ettireni koruma amacıyla oluşturulmuş bir zarar sigortası türüdür. İşletenlerin KTK 85. maddesindeki sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortasını yapmaları zorunludur. Zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmayan araçların trafiğe çıkması yasaktır.
Buna rağmen uygulamada birçok araç kaçak olarak trafik sigortası bulunamadan trafiğe çıkmakta ve kazalara karışmaktadır. Kanun koyucu yasak olmasına rağmen trafikte seyreden bu araçların verdiği zararlardan dolayı üçüncü kişilerin zarar görmesi durumunda mağdur olmasını engellemek amacıyla güvence hesabını kurmuştur. Böylelikle kazaya sebebiyet veren tarafın trafik sigortası bulunmasa dahi güvence hesabından söz konusu kayıplarının tazminini talep edebilir.
Burada yolcuların araç şoförüne veya araç sahibine dava açma hakları pek tabidir ancak ailevi nedenler duygusal nedenler gibi pek çok durumda araç şoförüne dava açılmak istenmemektedir. Peki böyle bir durumda sigorta şirketine karşı dava açılabilecek midir? Burada karşımıza iki tip sigorta poliçesi çıkmaktadır; Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (trafik sigortası) ve İhtiyari mali sorumluluk sigortası (kasko).
Zorunlu Mali sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin, üçüncü kişilere verdiği onun karşılamak üzere oluşturulmuş bir sigorta türüdür dolayısıyla araçta bulunan kazaya sebebiyet veren şoför hariç yolcularda üçüncü kişi olacağından sigorta şirketine dava açabilirler. Aracın şoförü ise şartları varsa kasko sigortası bulunuyorsa bu şirkete dava açabilir. Eğer şoför veya yolcular öldülerse mirasçıları da bu davayı açabilecektir. Trafik kazası tazminatına bu dava sonucunda hükmedilecektir.
Trafik kazası sonucunda ölüm olayı gerçekleşmişse; mirasçıları, ölenin desteğinden yoksun kaldıklarından destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin masraflarını talep edebileceği gibi, ölenin, ölümü nedeniyle duydukları elem, acı ve üzüntü nedeniyle manevi tazminatta talep edebilirler.
Yaralanma meydana geldiyse; meydana gelen iş ve güç kaybı nedeniyle iş ve güçten yoksun kalınan gün boyunca, çalışamadığı ve kazançtan yoksun kaldığı için, çalışamadığından yoksun kaldığı kaybı, tedavi görmüşse tedavi masraflarını isteyebilecektir. Aynı şekilde manevi tazminat talebinde de bulunabilecektir. Trafik kazası tazminatı, manevi tazminat olarak talep edilebilmektedir.
Sakatlık oluştuysa; kişi sakatlık oranına göre meydana gelecek iş ve güç kaybına göre zararını talep edebilecek, tedavi masraflarını isteyebilecek ve manevi tazminata hak kazanabilecektir. Ayrıca, araçlara veya eşyalara verilen zararların karşılanmasını istenebilecektir.
Tazminatın hesaplanmasında davacının ekonomik durumu ve uğramış olduğu zararların tam olarak tespiti çok önemlidir. Bu hesaplama sırasında hasarlar delilleriyle tam olarak ispat edilemez ise askeri ücret üzerinden zararın hesaplanması ve daha düşük tazminat miktarları söz konusu olacaktır. Özellikle manevi tazminat soyut bir kavram olduğundan kazazedenin uğramış olduğu zararların net ve çok iyi bir şekilde, delilleriyle birlikte tarafından ortaya konulması gerekmektedir. Bu hususta profesyonel avukatlardan yardım almanın önemi özellikle tazminatın miktarının doğru ve tatmin edici olması yönünden önemlidir.
Hukuksuz bir şekilde hizmet veren; aracılar, komisyoncular, sigorta, müşavirlik, hasar danışmanlık şirketleri gibi adlarla faaliyet gösteren ve avukatlık yetkilerini gasp ederek vatandaşlara büyük mağduriyetler yaşatan kişi veya kurumlar her geçen gün artmaktadır. Mağduriyet yaşamamak için;
• Bu kişi veya kurumlardan gelen telefonlara asla itibar etmeyiniz. 1136 sayılı kanuna göre; avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetlerini sadece avukatlar verebilir.
•Trafik kazası, hasar tespit ve sigorta sorunlarınızdan kaynaklı hukuki sorunlarınızda (tazminat taleplerinizde) aracılara güvenmeyin. Hakkınız olan tazminatı alamamak ya da hak ettiğinizin çok altında alarak mağduriyet yaşamamak için avukatınıza danışın.
•Avukat son yardımcınız değil, ilk yardımcınız olsun!