Ceza Hukuku
- Ana Sayfa /
- Case /
- Ceza Hukuku
5237 sayılı TCK’nın 1. maddesinde kanunun amacı şu şekilde ifade edilmiştir: “Ceza Kanununun amacı; kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemektir. Kanunda, bu amacın gerçekleştirilmesi için, ceza sorumluluğunun temel esasları ile suçlar, ceza ve güvenlik tedbirlerinin türleri düzenlenmiştir.” Suç; toplumsal düzenin devamı açısından korunması gereken hukuki değerlerin ihlâli niteliğini taşıyan, haksızlık teşkil eden insan davranışıdır.
Tüm hukuk kurallarının amacı, toplumsal düzeni sağlamaktır. Diğer hukuk disiplinleri gibi, ceza hukuku da kendi araçlarıyla bu genel amaca hizmet eder. Ceza hukuku, kişi hak ve hürriyetleri üzerinde en fazla etkisi olan hukuk disiplinidir. Ceza hukuku, örneğin “kimseyi öldürme!”, “başkasının malını çalma!” şeklinde emir ya da yasak ihtiva eden hukuk kuralları ve bu kuralların ihlâli halinde uygulanacak olan yaptırımlarla toplumsal düzeni korumayı amaçlar. Buna göre, ceza hukukunun temel işlevi; toplumsal yaşam bakımından hayati önem taşıyan değerlerin ihlalini suç olarak tanımlamak ve bunlar karşılığında uygulanacak olan yaptırımları belirlemektir.
Ceza muhakemesi hukuku, yakalama, el koyma, arama, telefon ve ortam dinlemesi, tutuklama gibi koruma tedbirleri ile suç şüphesi altındaki kişinin özgürlüğünü kısıtlar. Şüphelinin bizzat kendisinin veya avukatının bu soruşturma işlemlerine itiraz hakkı vardır. Soruşturma neticesinde iddia makamı (savcılık) şüphelinin suç işlediği kanaatine oluşursa şüpheli hakkında bir iddianame düzenleyerek ceza davası açılacaktır. Türkiye'de ceza davalarına bakmaya yetkili adli ceza mahkemelerinin görevi suç vasfı ve ceza miktarına göre belirlenmektedir. Ceza mahkemeleri, temel olarak asliye ceza mahkemesi ve ağır ceza mahkemesi olmak üzere iki tür mahkemeden oluşmaktadır. Sanık, mahkemedeki yargılamanın tüm aşamalarında da bir avukatın hukuki yardımından yararlanma hakkına sahiptir. Ceza mahkemesi, yapacağı yargılama neticesinde sanık hakkında mahkumiyet hükmü olarak "adli para cezası", "hapis cezası" veya "güvenlik tedbirine’’ karar verebilir. Kararda hapis cezasının ertelenmesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) gibi bireyselleştirme kurumları uygulanabileceği gibi sanığa verilen hapis cezası adli para cezasına da çevrilebilir. Ceza davası, istinaf, temyiz ve kararın düzeltilmesi gibi aşamaları da geçtikten sonra kesinleşmiş hapis cezası ile ilgili infaz hukuku süreci başlar. Kesinleşen hapis cezasının infazı, kural olarak açık veya kapalı cezaevinde yapılır. Cezası infaz edilen hükümlü, suçunun niteliğine göre belli şartları yerine getirdiğinde koşullu salıverilme (şartlı tahliye) ve denetimli serbestlik tedbirinden yararlanarak cezaevinden tahliye edilebilir.
Ceza hukukunda tüm bu süreçler, genel hatlarıyla soruşturma, kovuşturma ve infaz hukuku süreci olarak tanımlanabilir. Soruşturma aşaması ile başlayıp cezanın infazı ile sona eren bu süreçte yargılanan kişinin, mağdurun, müştekinin (şikayetçi) veya müdahilin (katılan) savunmasını yapan avukata, halk arasında ceza avukatı veya ağır ceza avukatı denilmektedir. Hukuk büromuz, savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek ceza yargılaması sürecine katılan taraflara hukuki yardım sunmaktadır.
Uzlaşmaya tabi ceza davalarında, uzlaşmayı kabul etmemek dava açılmasının öncelikli şartlarındandır. Uzlaşmanın kabulü halinde arabulucuda karşı taraf ile bir konuda anlaşma sağlanmakta ve dava açılmadan uyuşmazlık çözüme kavuşturulmaktadır. Her suçta uzlaşma mümkün olmamakla birlikte, takibi şikayete bağlı;
Gibi takibi şikayete bağlı suçların soruşturulması ve kovuşturulması uzlaşmaya tabidir. Bu suçlarda tarafların uzlaşmak istemesi ve uzlaşma sonucunda anlaşmaları halinde ceza davası açılmadan netice alınmaktadır.
Uzlaşma bürosu ceza davalarında takibi şikayete bağlı suçlarda davalı ve davacıların uzlaşma talepleriyle ilgilenmektedir. Suç duyurusunun yapılması veya soruşturma sırasında taraflara uzlaşıp isteyip istemediklerini soran Cumhuriyet Savcısı uzlaşmayı istemeleri halinde tarafları uzlaştırma bürosuna yönlendirmektedir. Burada bağımsız arabulucular taraflardan ne şekilde uzlaşacakları konusunda teklif alarak dava açılmadan tarafların anlaşmaları sağlanmaya çalışılır. Anlaşma sağlanırsa dosya kapatılmaktadır.
Uzlaşma teklifi sonucunda müşteki uzlaşma teklifini kabul etmezse ya da davalı uzlaşma şartlarını kabul etmezse dava açılması için cumhuriyet savcısı iddianame hazırlar.
Dava açıldıktan sonra kovuşturma aşamasında uzlaşma teklif edilmediği anlaşılırsa mahkeme tarafları uzlaşmak istemeleri halinde uzlaştırmacıya yönlendirmektedir. Bu durumda dava bekletilmekte ve uzlaşmadan sonuç alınması halinde dava konusu suç yargılaması yapılmadan dava sona ermektedir.
Suçları başta olmak üzere birçok suç ile ilgili olarak temsil ve danışmanlık hizmeti vermekteyiz.
Bir ceza kovuşturmasında atılan hatalı bir adımın telafisi mümkün değildir. Avukat söz konusu suçu doğru yorumlamalı ve hangi adımları atacağını çok iyi bilmelidir. Suçun sadece ispata yönelik bölümü ile ilgilenen değil, suçun yapısını doğru tahlil edebilmiş, bu tahlillerini somut olaya uygulayarak lehe olan sonucu alabilecek ve istenen neticeyi alabilecek uzmanlığa ve tecrübeye sahip bir Ceza Avukatı ile çalışmak çok önemlidir.
Bir ceza avukatına temsil yetkisi verilmeden önce, avukatın bu konudaki tecrübelerinin gözlemlenmesi ve ne tür davalara baktığının incelenmesi gereklidir. Ceza Avukatının ihtisas alanının ceza davaları olması çok önemlidir.