Kasten ve Taksirle Öldürme
- Ana Sayfa /
- Case /
- Kasten ve Taksirle Öldürme
Türk Ceza Kanunu’nda insan hayatına yönelen fiiller, kasten ve taksirle öldürme şeklinde iki temel kategoride düzenlenmiştir. Kasten öldürme suçları TCK m. 81-83 arasında, taksirle öldürme ise TCK m. 85’te hüküm altına alınmıştır.
KASTEN ÖLDÜRME SUÇU (TCK M. 81-83)
SUÇUN TEMEL ŞEKLİ (TCK m. 81)
Kasten öldürme Madde 81 (1)Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
|
Bu düzenleme ile korunan hukuki değer, bireyin yaşam hakkıdır.
SUÇUN UNSURLARI
KASTEN ÖLDÜRME SUÇUNUN NİTELİKLİ HALLERİ (TCK m. 82)
Nitelikli haller Madde 82 (1) Kasten öldürme suçunun; a) Tasarlayarak, b) Canavarca hisle veya eziyet çektirerek, c) Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle, d) Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş, boşandığı eş veya kardeşe karşı, e) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, f) (Değişik:12/5/2022-7406/2 md.) Kadına karşı, g) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, h) Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla, i) (Ek:29/6/2005 - 5377/9 md.)Bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle, j) Kan gütme saikiyle, k) Töre saikiyle, İşlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır. |
Türk Ceza Kanunu'nun 82. maddesi, kasten öldürme suçunun nitelikli hallerini düzenleyerek, suçun failin saikine, suçun işleniş tarzına ve mağdurun kişisel özelliklerine göre ağırlaştırılmasını öngörmektedir. Bu hallerin varlığı, fail hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini gerektirir.
Nitelikli hallerin amacı, yalnızca cezanın artırılması değil; aynı zamanda toplum vicdanında derin infial uyandıran eylemlerin daha ağır bir şekilde cezalandırılmasını sağlayarak özel ve genel caydırıcılığı sağlamaktır.
Tasarlama, failin suçu spontane değil, bilinçli bir hazırlık süreci sonucunda, önceden planlayarak ve zaman ayırarak işlemesidir. Burada kast, sıradan bir öldürme kastından farklı olarak yoğun, sabit ve ısrarlı bir iradeyi yansıtır. Örneğin, failin mağduru günlerce takip ederek rutinlerini öğrenmesi, cinayeti en uygun ortamda ve dikkat çekmeyecek şekilde planlaması.
Yargıtay’ın kararlarında, failin mağdura yönelik geçmişe dönük tehditleri, ön hazırlık niteliğindeki eylemler ve zaman aralığı, tasarlamayı gösteren objektif deliller olarak ele alınmaktadır.
Bu bentte düzenlenen nitelikli hal, suçun işleniş yönteminin olağan dışı vahşet, nefret, kin veya ağır fiziksel/psikolojik acılar verme amacı taşımasını kapsar.
“…Türk Ceza Kanunu’nun 82. maddesinin birinci fıkrasının "b" bendinde, kasten öldürme fiilinin, “Canavarca hisle veya eziyet çektirerek” gerçekleştirilmesi bu suçun nitelikli hâli olarak düzenlenmiş, faildeki ahlaki kötülüğün yoğunluğu ve insani duygulardan yoksunluk, cezanın artırılmasını gerektirir hâl kabul edilmiştir. Eziyet çektirerek öldürme suçun bir işleniş şekli olduğu hâlde, canavarca hisle öldürme failin subjektif durumuyla ilgili bir husustur. Madde metninde, "canavarca his" kavramının tanımına yer verilmemiş, madde gerekçesinde ise, kişinin acıma hissi olmaksızın bir başkasını öldürmesi hâlinde canavarca hisle öldürmenin söz konusu olacağı, öldürmenin vahşi bir yöntemle gerçekleştirilmesinin, canavarca hisle öldürmenin arz ettiği özellik olduğu belirtilerek, kişinin yakılarak, uyurken kulağının içine kızgın yağ dökülerek ya da vücudu parçalanarak öldürülmesi, canavarca hisle öldürmeye örnek olarak gösterilmiştir.”
Canavarca his örneği: Mağdurun parçalanarak veya diri diri yakılarak öldürülmesi.
Eziyet örneği: Mağdurun günlerce aç bırakılması, işkenceye maruz bırakılması.
Yangın, su baskını, bombalama, tahrip gibi yöntemlerle veya nükleer, biyolojik ve kimyasal silahlarla öldürme, hem bireysel mağdura hem de kamu güvenliği ve sağlığına yönelen ağır tehdit oluşturur. Örneğin, kalabalık bir topluluğun bulunduğu mekânda bomba patlatılmasıyla mağdurun öldürülmesi.
Üstsoy, altsoy, eş veya kardeş gibi yakın hısımlara karşı işlenen öldürme fiilleri, aile içi güven ilişkisini ihlal ettiği ve özel koruma alanına saldırı teşkil ettiği için nitelikli hale tabidir. İmam nikâhlı eş veya resmi olarak tanınmayan evlilik dışı çocuklar bu kapsama girmez. Medeni Kanun’da tanımlı hısımlık ilişkisi esas alınır. Örneğin, failin, miras nedeniyle tartıştığı babasını kasten öldürmesi.
Yaş küçüklüğü, yaşlılık, engellilik, hastalık veya geçici baygınlık gibi nedenlerle kendini savunamayacak durumda olan mağdurlara karşı işlenen öldürme fiilleri ağırlaştırıcı nedendir. Örneğin, Alzheimer hastası yaşlı bir kadının öldürülmesi, ya da doğuştan felçli bir bireyin boğularak öldürülmesi.
Önceden “Gebe olduğu bilenen kadına karşı işlenmesi” olarak düzenlenen bu bent failin, mağdurenin hamile olduğunu bilerek hareket etmesi durumunda hem mağdurun hem de doğacak ceninin hayatına yönelen bir saldırıyı içermekte iken 12/5/2022 tarihli 7406 sayılı kanunun 2’nci maddesiyle “tüm kadınları kapsayacak” şekilde değiştirilmiştir.
Kamu görevlisinin, yürüttüğü kamu hizmeti nedeniyle hedef alınması, yalnızca bireye değil devlet otoritesine yönelik bir saldırı olarak kabul edilir. Örneğin, belediye zabıtasının görevini yerine getirdiği sırada öldürülmesi.
Bir başka suçu gizlemek, delilleri yok etmek veya yakalanmamak amacıyla işlenen öldürme fiilleri, failin çok yönlü suç kastını ve planlı hareketini gösterir. Örneğin, failin, tecavüz ettiği mağduru şikâyetçi olmasın diye öldürmesi
Bir suçun gerçekleştirilememesi nedeniyle doğan öfke, hayal kırıklığı ya da hırs ile kasten öldürme fiilinin işlenmesi, failin ani öfkeyle ağır bir suça yöneldiğini gösterir. Failin psikolojik yapısı ve olay anındaki davranışları bu hükmün uygulanmasında belirleyici olur. Örneğin, failin, hırsızlık yapmak için girdiği evde para bulamayınca ev sahibini öldürmesi.
Geçmişte yaşanan bir öldürme fiilinden ötürü, failin intikam alma saikiyle mağduru öldürmesi halinde bu bent uygulanır. Toplumda kan davası olarak bilinen vakaları kapsar. Örneğin, failin, yıllar önce babasını öldüren kişiyi bulup öldürmesi.
Yargıtay’ın kararlarında,töre baskısı veya aile meclisi kararının failin cezasını hafifletmediği; aksine cezayı ağırlaştırdığı ifade edilmektedir.
Toplumda yerleşik ama hukuken meşru olmayan “namus”, “aile şerefi” gibi gerekçelerle, ailenin itibarı uğruna mağdurun öldürülmesi, toplumsal baskının birey iradesine hâkim olduğu örnekleri ifade eder. Örneğim, evlilik dışı ilişki yaşayan genç bir kızın, aile kararıyla öldürülmesi.
İHMALİ DAVRANIŞLA KASTEN ÖLDÜRME (TCK M. 83)
Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi Madde 83 (1) Kişinin yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı gerçekleştirmemesi dolayısıyla meydana gelen ölüm neticesinden sorumlu tutulabilmesi için, bu neticenin oluşumuna sebebiyet veren yükümlülük ihmalinin icrai davranışa eşdeğer olması gerekir. (2) İhmali ve icrai davranışın eşdeğer kabul edilebilmesi için, kişinin; a) Belli bir icrai davranışta bulunmak hususunda kanuni düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğünün bulunması, b) Önceden gerçekleştirdiği davranışın başkalarının hayatı ile ilgili olarak tehlikeli bir durum oluşturması, gerekir. (3) Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden olan kişi hakkında, temel ceza olarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar, diğer hallerde ise on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, cezada indirim de yapılmayabilir. |
İhmali davranışla kasten öldürme, failin yerine getirmekle yükümlü olduğu bir icrai hareketi yapmaması sonucu bir kişinin ölmesi halinde oluşur.
Bu suçun oluşabilmesi için ihmali davranışın icrai davranışa eşdeğer kabul edilebilecek bir yükümlülük ihlaline dayanması gerekir.
YÜKÜMLÜLÜĞÜN KAYNAKLARI
SUÇUN UNSURLARI
NİTELİKLİ HALLERİN UYGULANABİLİRLİĞİ
TCK m. 83'te özel olarak nitelikli hallere yer verilmemiştir.
TAKSİRLE ÖLDÜRME SUÇU (TCK m. 85)
Taksirle öldürme Madde 85 (1) Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi iki yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
|
SUÇUN ŞEKİLLERİ
Şekil |
Tanım / Açıklama |
TCK m. 85/1 – Temel |
Taksirle bir kişinin ölümüne sebebiyet verme: 2–6 yıl hapis cezası |
TCK m. 85/2 – Nitelikli Hal |
Birden çok kişinin ölmesi veya ölüm + yaralanma: 2–15 yıl hapis cezası |
Bu hükümlerde şikâyet koşulu aranmaz; suç re'sen soruşturulur.
SUÇUN UNSURLARI
Unsur |
Açıklama |
Fail ve Mağdur |
Herkes olabilir; özgü suç değildir. Meslekî dikkat yükümlülüğü olan kişiler için sorumluluk artar. |
Fiil (Davranış) |
İcrâî (aktif) ya da ihmali (pasif) hareket olabilir. |
Dikkat ve Özen Yükümlülüğü |
Objektif özen standardına aykırılık aranır. Hukuk, teamül ve meslek kurallarından doğar. |
Nedensellik Bağı |
Fiil ile ölüm arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır. |
Objektif İsnadiyet |
Sonuç, öngörülebilir olmalı ve failin davranışına objektif olarak yüklenebilir olmalıdır. |
Kusurluluk |
Fiilin sonuçları failin kişisel özellikleriyle öngörülebilir nitelikte olmalıdır. |
TAKSİR TÜRLERİ ve MANEVİ UNSUR FARKI
Tür |
Açıklama |
Basit Taksir |
Ölüm neticesi öngörülmemiş, fakat dikkatli biri tarafından öngörülebilir niteliktedir. |
Bilinçli Taksir |
Ölüm neticesi öngörülmüş, ancak fail gerçekleşmeyeceğini varsayarak eylemi gerçekleştirmiştir. Cezai sorumluluk artırılır. |
Olası Kast |
Fail neticeyi öngörmüş ve "olursa olsun" diyerek göze almıştır. Bu durumda kastın varlığı kabul edilir ve taksir hükümleri uygulanmaz. |
Bilinçli taksirde ceza artırılırken, olası kast durumunda suç kasten öldürme sayılarak ceza çok daha ağır olur.
Uygulama için mağduriyetin münhasıran failde olması ve failin gerçekten üzüntü duyması
gerekir.
Taksirle öldürme suçu, kasten işlenen öldürme suçlarına kıyasla manevi unsur bakımından daha hafif olmakla birlikte, yaşam hakkını ihlal ettiği için ciddi bir suçtur.
Özellikle bilinçli taksir – olası kast ayrımı, uygulamada cezanın türü ve süresi üzerinde belirleyici rol oynamaktadır.
Durum / Uygulama |
Açıklama |
Temel Cezalar |
TCK m. 85/1: 2–6 yıl hapis, TCK m. 85/2: 2–15 yıl hapis |
Adli Para Cezası |
Sadece bilinçli taksir dışı durumlarda mümkündür. |
HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geri |
Cezanın süresine ve taksir türüne göre değerlendirilebilir. |
Meslek Yasağı / Ehliyet İptali |
Suç mesleki faaliyet kapsamında işlenmişse 3 ay – 3 yıl arasında sürücü belgesi/memuriyet yasağı uygulanabilir. (TCK m. 53/6) |
KARŞILAŞTIRMALI DEĞERLENDİRME: KASTEN VS TAKSİRLE ÖLDÜRME
Kriter |
Kasten Öldürme (TCK m. 81) |
Taksirle Öldürme (TCK m. 85) |
Manevi Unsur |
Kast vardır (doğrudan veya olası) |
Kast yoktur; dikkat/özen ihlali sonucu öngörülemeyen ama öngörülebilir netice doğar |
Fiil Türü |
Genellikle icrai hareket |
Hem icrai hem de ihmali hareket olabilir |
Netice |
Ölüm – istenerek veya kabullenilerek gerçekleştirilir |
Ölüm – istenmeyerek fakat dikkatsizlik sonucu oluşur |
Ceza |
Müebbet / Ağırlaştırılmış |
Temel ceza 2–6 yıl; nitelikli ceza 2–15 yıl |
Olası Kast Ayrımı |
Suçun kasten işlendiği kabul edilir |
Taksir hükümleri uygulanmaz; kasten öldürme sayılır |
“…Yerleşik yargısal kararlarda kabul edildiği ve tereddütsüz bir şekilde uygulandığıüzere, tasarlamadan söz edilebilmesi için; "Failin, bir kimsenin vücut bütünlüğü veya yaşam hakkına karşı eylemde bulunmaya sebatla ve koşulsuz olarak karar vermiş olması, düşünüp planladığı suçu işlemeden önce makul bir süre geçmesine ve ulaştığı ruhi sükûnete rağmen bu kararından vazgeçmeyip sebat ve ısrarla fiilini icraya başlaması ve gerçekleştirmeyi planladığı fiili, belirlenmiş kurgu dâhilinde icra etmesi" gerekmektedir. Nitekim Ceza Genel Kurulunun 16.04.2013 tarihli ve 3-144 sayılı, 26.06.2012 tarihli ve 67-258 sayılı, 12.06.2012 tarihli ve 560-227 sayılı, 25.01.2011 tarihli ve 122-7 sayılı, 16.02.2010 tarihli ve 251-25 sayılı, 02.02.2010 tarihli ve 239-14 sayılı, 15.12.2009 tarihli ve 200-290 sayılı, 03.10.2006 tarihli ve 30-210 sayılı, 13.11.2001 tarihli ve 239-247 sayılı ile 28.04.1998 tarihli ve 117-155 sayılı kararları da bu doğrultudadır…”
“…bebeğini evde doğuran suça sürüklenen çocuk ...'nin bakım ve gözetime muhtaç yeni doğan bebeği bakımsız ve gözetimsiz bıraktığı, poşete koyup evin dışına götürdüğü, suça sürüklenen çocuk ...'nin anlatımlarına göre \"bebeğin 5-10 dakika normal hareket edip ses çıkardığının anlaşıldığı, ... ile ... arasındaki ses kayıtlarının dinlenmesinde call-22-51-17-ın isimli kaydın 10.25 ve 12.05 dakikalarında bebeğin sesinin duyulduğu, bebeğin canlı olarak dünyaya geldiğinin ancak tespit edilemeyen şekilde öldüğünün anlaşıldığı olayda; evde doğan bebeğin banyoda makasla göbek kordonunu kestikten sonra bağlanması ve bebeğin beslenmesi gerekirken bunların yapılmaması biçimindeki ihmali davranışların ölüme sebebiyet verdiği, bebeğin hayatını korumak ve gözetmek yükümlülüğü altında olmasına karşın ...'nin bu yükümlülüğü yerine getirmediği anlaşıldığından, suça sürüklenen çocuk ...'nin 5237 sayılı Kanun'un 83/3 maddesi gereği ihmali davranışla kasten öldürme suçundan cezalandırılması yerine, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur…”
“…Sanığın 113 promil alkollü vaziyette, asli kusurlu olarak aracında yolcu olarak bulunan bir kişinin ölmesine, iki kişinin nitelikli, üç kişinin de basit tıbbi müdahale ile giderilir şekilde yaralandığı olayda; 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. maddesinde düzenlenen uzlaşma kurumu şikayet kurumundan farklı olup şikayet bir soruşturma ve kovuşturma şartı iken, uzlaşma taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılama faaliyeti dışında çözümünün sağlandığı alternatif bir uyuşmazlıklık yöntemi olmakla birlikte TCK’nın 85/1. fıkrasındaki taksirle öldürme suçu ile bu suçun nitelikli halinin düzenlendiği TCK’nın 85/2. fıkrasındaki suçun uzlaşmaya tabi olmayıp, TCK’nın 85/2. maddesindeki suçun bölünmesi de mümkün olmaması dikkate alındığında nitelikli şekilde yaralanan mağdurlar ... ve ... ile sanık arasında uzlaşma gerçekleştiğinden bahisle suçun bölünmesinin mümkün olmadığı gözetilerek, sanığın bilinçli taksirle bir kişinin ölümünden ve iki kişinin de nitelikli şekilde yaralanmasından sorumlu tutulması ve TCK'nın 85/2, 22/3. maddeleri gereği cezalandırılması ayrıca atılı suçun TCK'nın 85/2. maddesi kapsamında kaldığından davaya bakmakla görevli mahkemenin 5235 sayılı Kanunun 12. maddesi gereğince Ağır Ceza Mahkemesi olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerekeceği düşünülmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek TCK'nın 85/1. maddesi uyarınca mahkumiyet hükmü kurulması, hukuka aykırı olup, açıklanan nedenlerle Antalya 16. Asliye Ceza Mahkemesinin kararına yönelik katılanlar vekillerinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA…”
“…Olay tarihinde gece vakti, sanık ... ..., hakkında beraat hükmü kurulan sanık ..., tanıklar ... ve... ile ölen ...'nun, ...'ya ait mısır tarlasına, tarlaya zarar veren domuzları avlamak üzere gittikleri, ölen ...'nun tarlaya gelmesi beklenen domuz sürüsünü ellerinde tüfek bulunduran sanıkların önüne doğru sevketmek üzere sanıkların bilgisi dahilinde gruptan ayrılarak tarlanın başka bir tarafına gittiği, bir süre sonra domuzların tarlaya girmesi üzerine sanıkların domuzlara doğru hedefi görmeden karanlıkta ateş ettikleri, sanık ...'nun kullandığı pompalı tüfekten çıkan saçma tanesinin ...'na isabet ederek ölümüne neden olduğu şekilde meydana gelen somut olayda; sanığın, gruptan ayrıldığını ancak nereye gittiğini bilmediği ...'nun, ateş ettiği istikamette olabileceğini öngörmesine rağmen neticenin meydana gelmeyeceği kanaatiyle, karanlık ortamda, hedefini görmeksizin, temel avcılık kurallarına aykırı şekilde eylemine devam ederek neticenin meydana gelmesine yol açması sebebiyle eyleminde bilinçli taksirin yasal unsurlarının bulunduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, hukuka aykırı olup, açıklanan nedenlerle katılan vekilinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin kararının 5271 sayılı CMK'nın 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA…”
“…Tasarlamanın oluşması için, bir kimseye karşı koşulsuz olarak öldürme suçunu işleme kararının verilmesi, suç işleme kararı ile fiilin icrası arasında makul bir sürenin geçmesi, bu süre içerisinde sebat ve ısrar gösterilerek karardan dönülmemesi gerekmekte olup, incelemeye konu somut olayda, tasarlamanın koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından, sanık hakkında TCK'nin 81. maddesiyle hüküm kurulması yerine, yetersiz gerekçe ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde tasarlayarak öldürme suçundan hüküm kurulması, bozmayı gerektirdiğinden, sanık müdafiinin yerinde görülen temyiz sebeplerinin kabulüyle Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 14/10/2021 tarih ve 2021/2375 Esas - 2021/2125 Karar sayılı hükmünün CMK'nin 302/2. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA,..”
“…Sanığın, eşi ile maktul arasında sadakat ilkesi ile uyumlu bulunmayan yakınlık bulunduğunu öğrenmesi üzerine maktulü öldürdüğü anlaşılan olayda, maktulden kaynaklanan haksız hareketlerin ulaştığı boyut dikkate alınarak, müebbet hapis cezasının 12 yıldan 18 yıla kadar indirilmesini öngören 5237 Sayılı TCK.nun 29. maddesinin uygulanması sırasında asgari orana yakın indirim yapılmasının yeterli olduğu gözetilmeden, tahrikin düzeyinin belirlenmesinde yanılgıya düşülerek en üst hadden indirim yapılması suretiyle eksik ceza tayini isabetsizdir
Dosya kapsamına ve kabule göre; olaydan 47 yıl önce sanık ...'ın babası ile maktul ... arasında gerçekleşen bir olayda ...'ın babasının maktul ... tarafından öldürüldüğü, bu nedenle iki aile arasında husumet bulunduğu, sanığın babasının öldürüldüğü tarihte 3 yaşında olduğu, bu husumet ve etki altında büyüdüğü, olayı da bu nedenle işlediği anlaşıldığı halde yerel mahkemenin "babasının öldürüldüğü tarihte 3 yaşında olduğu, babasını öldüren kişiyi 47 yıl sonra öldürmüş olmasının aradan geçen sürenin uzunluğu, ilk olayda 3 yaşında olması değerlendirildiğinde haksız tahrik durumunun ortadan kalktığının kabulü gerekeceği" gerekçesiyle haksız tahrik hükümlerinin uygulanmayarak fazla ceza tayini, Bozmayı gerektirdiğinden, sanık ... müdafiinin yerinde görülen temyiz sebeplerinin kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin verdiği 22/11/2017 gün ve 2017/875 E. 2017/928 K sayılı mahkumiyet hükmünün 5271 sayılı CMK'nin 302/2. maddesi gereğince BOZULMASINA,